29 Kasım 2018 Perşembe

ASTRAL SEYAHAT TEHLiKELi Mi?


Astral seyahat psisik olaylar arasinda belkide tehlikesiz olan tek seydir. Astral ayrilma sirasinda geri dönememek, kaybolmak yada zarar görmek imkansizdir. Zaten her gece uyudugunuzda astral bedeniniz vücudumuzu otomatik olarak terk edip istem disi gezmekte ve bunun sonucunda rüya görmekteyiz. Amaç her gece bilinçsiz olarak yasadigimiz bu çok dogal olayi, beynimizi uyutmadan bilinçli olarak yapabilmektir. Tehlikeli yada korkutucu olarak gördügünüz en ufak olay karsisinda yapmaniz gereken tek sey oradan uzaklasmak olmali, emin olun bunu düsündügünüz anda zaten farkli bir yerde olacaksiniz. Unutmayin ki ani korkular hizla bedeninize geri dönmenizi saglayacaktir. Bu ani dönüsler ise size bas agrisi olarak geri gelecektir. Elinizden geldigince korkuyu üzerinizden atarak deneyimlerinizi yasamaya çalisin. Unutmayin ki bedene geri dönmek çok kolay fakat terk etmek en zor istir. 

SORUNLAR : Uyku sorunu 
Astral seyahat denemeleri sirasinda ve Astral çikis gerçeklestirildikten sonra her kiside olmasada bazi insanlarda iki degisik uyku sorunu yasanmistir, birincisi sik sik uyku bölünmesi (sik uyanmalar)uyku uyaniklik arasinda oldugumuzu gösterdigi için sorun teskil etmez, çünkü astral ayrilma zaten uyku uyaniklik arasinda gerçeklesmektedir. Bu gibi zamanlarda uyanmak çok dogaldir. Diger sorun ise bunun tam tersidir, bilinçalti gerçeklestirilen Astral Seyahati daha güzel buldugundan devamli uyumak isteyecektir ve yeni baslayan kisilerde 24 saat uyuma istegi gibi sorunlar gözlemlenmektedir. 

Astral Seyahat deneme ve uygulama safhalari sirasinda bilinen gerçek bir tehlike yoktur fakat, deneme asamasinda bedenden rahat çikmayi amaçlayarak kullanilan ALKOL ve UYUSTURUCU maddeler bilinci zayiflattigi ve kontrol mekanizmasini olumsuz etkiledigi için gerçekten sonuçlari psikolojik olarak kötü olacak tehlikelere yol açmaktadir. 

ASTRAL DÜNYA KADEMELERi



DÜNYAMIZ 
içinde bulundugumuz saat ve tarih dilimidir. Düsünce hiziyla hareket edildiginden bir yerden bir yere gitmek saniyeler alir. Bu tip astral ayrilmalarda yasanan olaylar ve görülen sahislar gerçektende o anda yasanmakta olan seylerdir. Örnegin uzaktaki bir yakininizi düsündügünüzde bir anda kendinizi onun yaninda bulabilirsiniz. Eger yanina gittiginiz insanin psisik güçleri ilerlemisse, geldiginizi anlayabilir.
Astral ayrilma ile bulundugumuz zaman diliminde gezebildigimiz ve her sey düsünce hizina bagli oldugundan, daha fazla yükseklere çikip gezegenler arasi astral seyahat yapmak olasidir. Fakat bunu yapabilmek için bedenimizi astral bedene baglayan kordonu gesetebilmek gereklidir. Bunu yapabilmek için ise astral deneyimlerimizin oldukça fazla olmasi gereklidir. 

DÜSLER BÖLGESi 
ilkel dinlerden günümüze kadar gelmis tüm dinlerde de varligi kabul edilen, insanin yalnizca rüyalarinda gidip gezebilecegi bir düsler dünyasi vardir. Bazi inanisa göre cinler bu bölgede yasamaktadir. insanin korkulariyla yada düsünceleriyle yüzyüze kalabilecegi tek yerdir. Hersey düsünce hizina dayali oldugundan, korktugunuz herhangi bir sey akliniza geldigi anda onu karsinizda bulabilirsiniz. Ama korkacak bir sey yok çünkü aklimiza gelipte vücut bulan herseyi o anda yok oldugunu düsünerek ondan kurtulabiliriz. Bu dünyanin bir degisik özelligi ise kendinizi oldugunuzdan çok daha farkli olarak görebilmenizdir. Farkli bir insan, hatta farkli bir yaratik...
Günlük hayatta tasarladiginiz ve hayata geçirmeye çalistiginiz her düsünceyi orada kontrol edebilirsiniz. Bir nevi düsüncelerinizin bedenlendigi bir yerdir. 

PARALEL EVRENLER BÖLGESi 
Zaman içinde yolculuk yapilabilen tek yerdir. Kim bilir belki de yaptigimizi zannettigimiz fakat düsler dünyasindan öteye geçemedigimiz bir yer de olabilir. Paralel evrenler bölgesinde gördügümüz yerler bulundugumuz dünya ile çok benzerlik gösterir hatta rüyalarimizda görüpte (evimizi gördüm ama daha farkliydi) dedigimiz bazi görüntüler, rüya sirasinda paralel evrenler bölgesinde gördügümüz yerlerdir. Bu bölgede kendimizinkine benzettigimiz farkli insanlarin hayatlarini inceleme firsatimiz vardir. Kendi hipnoz deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki hipnoz ile yapilan astral ayrilmalarda gidilen yer, içinde bulundugumuz dünya degil paralel evrenler bölgesi olma ihtimali yüksektir

PRATiK ASTRAL SEYAHAT TEKNiKLERi 2

KENDiLiĞiNDEN VE ŞOK ETKi iLE : Yan Etkenler ve Beyin Gücü 
Bayilma, agir hastalik, agir uyku hali, ani soklar ve trafik kazasi gibi etkiler sonucunda istem disi olan astral ayrilmalardir. Kisiler genelde bu durumlarda bir anda kendilerini beden disinda bulurlar fakat durumun farkina varamadan bedenlerine geri dönerler. Normal uyku halinde de bu ayrilma yasanmasi sonucunda rüyalar görülür. Uyku sirasinda düsme, uçma gibi etkiler istem disi yapilan astral seyahatlerin belirtisidir.

BiLGiSAYAR YAZILIMLARI : Yardimci Etkenler 
Brain wave generator adli program beyin dalgalarinizi yavaslatarak gevsemenizi saglayip ve gerekli beyin dalga konumuna getirerek denemelerinizde size yardimci olur.Program 1.2MB dır.Ayrintili bilgiyi programi çalistirdiktan sonra görebilirsiniz.. 
GRUP ASTRAL SEYAHAT : ileri Teknikler ve Grup Çalismalari 
Her ne kadar gerçekligi tartisilsada bazi gruplarin aynalara bakarak tam konsantre yoluyla grup olarak astral seyahate çiktiklari öne sürülmektedir. Okudugum bir yazida dört kisinin bunu yaptigini ve gördüklerini ortak olarak anlattiklarina bir kez rastlamama ragmen çok fazla üstünde durulmamistir. Fakat astral seyahat beyinin bir oyunu degilse, grup astral ayrilma tartisilmaz bir gerçekliktir.

HiPNOZ YOLUYLA : Etki Altinda Kalmak 
Hipnoz kisa bir tabir ile, denegin hipnozitörün etkisiyle bazi asamalardan geçirilerek etki altina alinmasi ve belirli sinirlar ve çerçeveler içerisinde eskiye dönüs yada bilinç altini ortaya çikartmaktir. Kisiye gerçek hayatinda yapmayacagi bir eylemi hipnoz sirasinda yaptiramayacagimiz gibi, tek tarafli hipnoz ile astral seyahati de gerçeklestiremeyiz. Bunu yapabilmenin tek sarti, her iki tarafinda bu konuda bilinçli ve istekli olmasidir. Eger bu kosullar saglanirsa astral ayrilmanin en kolay yöntemi bilinçli hipnozitörler tarafindan hipnoz ile yapilabilir. Fakat hipnoz sirasinda bilinç alti ortaya çikacagindan sonucun gerçekten astral ayrilmami yoksa beyinin bir oyunumu oldugu kesinlik kazanmaz.

BiLiMSEL iNCELEME : Robert MONROE 
Robert A. Monroe, kitle haberlesmesi üzerine çalisan bir is adami, kendisi, gazete ve derilere makaleler yazmis; televizyon ve elektronik alanlarinda da çalismalari var. Bu alanlarda çalismalar yapan iki sirketi yönetiyor, ailesiyle birlikte, Virginia ` da, Blue Ridge de yasamakta.
MONROE 1958 yilinda ilk Astral Seyahatini bilinçsiz olarak gerçeklestirmis, daha sonra arastirmalar yaparak bu konu ile ilgili deneyimlerini bir kitapta anlatmis, ayrica Amerika da Monroe enstitüsü adi altinda astral seyahatla ilgili arastirmalar yapan bir merkez kurmustur.
1958 yilinda geçirdigi ilk astral seyahat deneyiminden bu yana, MONROE, binden fazla beden disi yolculuk yapmistir. Fiziksel bedenden ayrilabilen ikinci bir bedene, bu konularla ugrasanlar astral beden diyorlar. Bu beden duvarlardan, kati maddelerden kolaylikla geçebilmekte, ancak elektrik alanlari tarafindan bir ölçüde durdurulmaktadir. Düsünülen, istenilen sekli alabilmektedir. Bazi yetenekli kisiler, bu bedeni görebilmektedirler. Beden disi yolculuklar hakkinda ayrintili bilgi edinmek ilk kez Monroe`nun arastirmalari sayesinde mümkün olmustur. 

SU ALTI YÖNTEMi : 
Eger yeterli konsantre haline girmenize ragmen bedeninize sikisip kalmis ve Astral çikis yasamakta zorlaniyorsaniz, kendinizi su altinda düsünün, yavas yavas nefesiniz azaliyor ve mutlaka yukari çikmaniz gerek, ayaginiza dolanan yosunlaridan kurtulabilmek için çabaliyorsunuz, bir yandan azalan nefesiniz ve yukari çikma isteginiz sizi birden vücudunuzdan disari dogru firlamaniza sebep olacaktir.

PRATiK ASTRAL SEYAHAT TEKNiKLERi 1

 

HAZIRLIK : Düsünceyi Kontrol ve Bedeni Hazirlama 
1. Vücudunuzu rahatsiz eden ve hissettiginiz tüm aksesuarlari çikartin. (saat, yüzük, kolye)
2. Göz kapaklariniza direkt isik gelmeyecek sekilde odayi karartin.
3. Basiniz kuzeye gelecek sekilde kuzey-güney aksisine göre sirt üstü yatin.
4. Tüm elbiselerinizi çikartin, fakat vücut isinizi normal seviyede tutacak sekilde ayarlayin.
5. Nerede ve hangi zamanda olursa olsun mutlaka rahatsiz edilmeyeceginizi bildiginiz bir yerde olun.
6. Rahatlama durumuna geçin.
7. Nefesinizi yarim açik dudaklarinizdan alip verin.


KLASiK YÖNTEM : Rahatlama ve Uçma istegi 
1. Ayaginizdan alniniza kadar vücudunuzu nokta olarak düsün ve zihinsen gücünüzle bedeninizin 1 metre yukarida olduguna odaklanin.
2. Astral bedeninizin alin kismini vücudunuzun ayak hizasina gelecek sekilde ileriye gittigine odaklanin.
3. Ayaklariniz sabit bir noktada kalacak ve yüzünüz 90 derece dik gelecek sekilde yukari ve ileri dogru kalktiginizi ve ayaklarinizin üzerinde dogruldugunuzu düsünün ve buna odaklanin.


TERS DÜŞÜNME : Beyin Aldatmacasi 
1. Hazirlik bölümündeki asamalarin tümü gerçeklestirilir.
2. Kuzeye dogru yatis pozisyonunuzu, güneye dogru yatmis gibi düsünerek beyninizi aldatmaya çalisin.
3. Beyniniz devamli kuzeye dogru oldugunuzu ispatlamaya çalisacaktir. Beyninizi inandirdiginiz anda titresimlerle birlikte yükselmeyi gerçeklestirin
4. Yükselmede zorluk çekiliyorsa her nefes verisinizde biraz daha hafifleyip yükseldiginize odaklanin.
5. Yükselmenin diger yolu ise yukarida asili bir ipi çektiginizi düsünmektir.
6. Eger titresimler halen olusmamissa ipi her çektiginizde belli bir rahatlama ve titresimler meydana gelecektir.
7. Ugrasilar sirasinda birden fazla teknigi kullanmaktansa her adima tam konsantre olmak akla baska seyleri getirmeyeceginden mutlak basariya kolayca gitmenizi saglayacaktir.
8. Ayrilma tam olarak gerçeklestiginde görüntüler ve ugultular baslayacaktir. (herkes için ayni olmayabilir)
9. Artik yapmaniz gereken tek sey düsüncelerinize hakimiyet ve uçus provalaridir

ASTRAL SEYAHATLE YAPABiLECEKLERiMiZ


Astral seyahat sirasinda ayrilmanin derecesine göre yapabileceklerimiz astral dünya kademeleri kisminda tam olarak anlatilmistir. Bunun haricinde AKASA kayitlari olarak nitelendirilen ve dünyanin kurulusundan itibaren degisik bir kayit sistemiyle tüm olaylarin saklandigi, büyük ihtimalle Düsler Dünyasi kisminda bulunan yerlere gidebilir, çok deneyiminiz varsa gezegenler arasi yolculuk yapabilir, yada sevdiginiz insanlarin yanlarina gidebilirsiniz. Çok eskiden okudugum bir kitapta ileri zamanlarda teknikleriniz ve deneyimleriniz gelistikçe dünyaya ait nesneleri yaninizda tasiyabileceginizi idda ediyordu. Eger gördüklerimizi bir hayal ürünü olarak düsünsek bile, hayaller insani rahatlatan olgulardir, ve hiç hayal görmemekten daha iyidir...

ASTRAL BEDEN YAPISI


Astral beden (Sir bedeni) vücudumuzla ayni ölçülerde, fakat günlük bedenimizden ayrildiginda çiplak gözle görülmeyen ikinci bedenimiz.. Hislerimizi, korkularimizi, sevinç ve üzüntü gibi olagan düsüncelerimizi olusturdugumuz kismimizdir. Düsünce hiziyla hareket eder, et ve kemikten yapilmis bedenimizin tersine besin, hava yada suya ihtiyaç duymaz ve bu yüzden çok daha hizli veserbest hareket edebilir. Günlük vücudumuza bir kordon ile bagli oldugu idda edilse bile kordonu görmeyenler de vardir. Günlük bedenimizi rahatlatmak ve yorgunlugunu kaybetmek için her uykuya daldigimizda otomatik olarak bedenimizden ayrilir fakat uyku sirasinda insan bilincini kaybettigi için bunu algilayamaz ama bu ayrilmanin eseri olarak rüya görür. Astral beden gözle görülmez fakat bazi deneylerle varligini anlayabiliriz.

Los bir ortamda, elinizi diger elinizin üzerine avuç içlerini birbirine bakacak ve degmeyecek sekilde getirin ve yogunlasin, çok kisa süre içersinde iki elinizin arasinda bir isi (sicak yada soguk) hissedeceksiniz, bazen bu isi hareket eder, elinizin degisik bölgelerinde gezer. Eger bunu deneyi baska bir sahisla yaparsaniz sonuçlar daha tatminkar olur, hatta eger psisik özellikleriniz varsa aradaki isigi görebilirsiniz. Yogunlgu tam olarak yakalayabilen sahislar birbirlerine dokunmadan bu sayede birbirlerinin ellerine baski yapabilirler

Astral seyahat hakkında insanların DÜSÜNCELERi

 
Kimi gruplara göre astral seyahati istekli olarak yapmak doga kanunlarina aykiri, bazilarina göre bir ilim, bazilarina göre ise insan beyninin oynadigi küçük oyunlardan biridir. Tibet rahipleri ise bunu kendilerine verilmis çok büyük bir nimet olarak nitelendirirler.

Astral beden GENEL TANIM


insan vücudu, iki ayri bedenin bir araya gelmesiyle olusmustur. ilk bedenimiz görünürde olan, et ve kemikten yapilmis, bu dünyada kullandigimiz bedenimizdir, diger bedenimiz ise beynimizi kontrol eden, görünmeyen, bir deyisle RUH, bir deyisle de SIR bedenimizdir.
Kisaca Astral seyahat, günlük bedenimizden sir bedenimizi bilinçli olarak ayirmak ve eyahate çikarmaktir.

27 Kasım 2018 Salı

Dünyanın en iyi duru görü kâhini Nostradamus

Nostradamus olarak tanınmış Michel de Nostre Dame14 Aralık 1503 yılında Fransa'nın Saint Ramy bölgesinde dünyaya geldi. Babası Jaume de Dame bir noterdi. Küçük yaşta Nostradamus'taki öngörü yeteneğini ilk keşfeden dedesi Jehan ise kralın doktorluğunu yapıyordu. 

Bir rivayete göre Nostradamus'un babası, bir Yahudi kabilesi olan İsaşar soyundan gelmektedir. İsaşar, eski Ahit'te adı geçen birçok peygamberin üyesi olduğu kabiledir. İşaya, Yaremya ve Malaki ile Nostradamus arasında doğrudan bir kan bağı olduğu da söylenenler arasındadır. 
Küçük yaşta ondaki yeteneği keşfeden dedesi, yahudi mistizmi Kabala ve astroloji konusunda Michel'i yetiştirdi. Küçük yaşta Yunanca, Latince ve İbranice bilen Michel, dedesi ölünce 15 yaşında, eğitimini tamamlaması için Avignon'a gönderildi. Ardından tıp öğrenimi görmek için Montpellier Tıp Okulu'na girdi. Aynı yıllarda veba salgını Avrupa'yı kasıp kavuruyordu. Michel de öğrenimini yarıda kesip, Taulouse ve Bordeaux şehirlerinde gönüllü doktorluk yaptı. Ardından Montpellier'ye geri dönerek doktorasını aldı. Hayatını doktorluk yaparak ve çeşitli bitkilerden imal ettiği parfüm ve bazı ilaçları satarak kazanıyordu. Bu sırada bir çok yer gezdi. Daha sonra Agen'e gelerek burada soylu bir ailenin kızıyla evlendi. Çiftin iki çocuğu olduysa da 1534'teki salgında karısıyla birlikte öldüler. Burada bulunduğu yıllarda okültizm hakkında geniş bir bilgi birikimi edindi ve buradan ayrılıp sekiz yıl sürecek olan Fransa ve İtalya seyahatlerine çıktı. Rivayete göre durugörü yeteneği de bu seyahatlerinden birinde ortaya çıktı; bir gün yolda rastladığı genç bir keşişin önüne giderek diz çöktü, yanındakiler onun bu davranışına çok şaşırdılar. Nostradamus, soran gözlerle bakan arkadaşlarına ''Papanın önünde diz çökülür'' yanıtını verdi. Gerçekten de keşiş yirmi yıl sonra IV. Sixte adıyla papalık tahtına oturdu. Bu yıllarda eski çağ gizem bilimlerine merak salan ünlü kahin, Babil ve Mısır'daki majik çalışmalar üzerine araştırmalar yaptı. 
1544'te veba salgını korkunç boyutlara ulaşınca, bu amansız hastalıkla savaşmak için önce Marsilya'ya ordan da Lyon'a gitti. İnsanlar onun bu bölgelerden nasıl olup da sağ çıkabildiğine şaşırıyorlardı. Hazırladığı özel tedaviler ve ilaçlarla kısa sürede ün yaptı. 
1547 yılında kardeşi Berthard de Noste Dame'ın daveti üzerine Salon'a gitti. Burada ikinci eşiyle tanıştı ve buraya yerleşti. Çiftin altı çocuğu oldu. Milano seyahati sırasında tanıştığı bir simyacıdan öğrendiği bilgileri derlediği ilk kitabını 1552 yılında yayımladı. Artık yerleşik ve düzenli hayatın getirisi olarak yazmaya daha çok zaman ayırıyordu. 1555yılında ''Centuries'' adı verilen kehanetlerinin ilk üç bölümünü yayınladı. Dörtlü mısralar halinde yazılan kehanetlerin yüz tanesi bir araya gelince bir ''Yüzlük'' oluşturuyordu. Büyük yankı uyandıran bu kehanetlerin yedinci bölümü 1557'te tamamlandı. 1558'de kitabını daha da genişleterek krala ithaf etti. Kitaplarını Michel de Nostradamus adıyla yayınlıyordu. Nostradamus, latincede ''bizde olanı veriyoruz'' anlamına gelmekteydi. 
Ününün iyice yayılması üzerine Kralın daveti ile Paris'e gitti.1560 yılında saray doktoru olarak atandı. Bu arada Kraliçe ve çocukları için kehanetlerde bulunuyordu. Kraliçe o kadar etkilenmişti ki bir gün ünlü kahini evinde ziyaret etti. Ancak Nostradamus, gut hastalığı ve romatizma yüzünden iyice zayıf düşmüştü. 
1781 yılında kehanetlerinden dolayı kilise tarafından afaroz edildi ve yazılarını, kilise ve koyu dindar sınıfın saldırılarından korumak için simgeleştirdi. Bir okültist olan Nostradamus, geleceğe ait bilgilerini verirken aynı zamanda bu gerçeğe herkesin ulaşmasını engelledi. Böylece bilginin yanlış ellere geçmesini de önlemiş oluyordu. Hastalığı iyice ilerleyen Nostradamus, 12 Temmuz 1566 gecesi 62 yaşında, bir akşam önce kehanetinde de söylediği gibi hayata gözlerini kapadı.

Alıntı

Shipton ana ve kahanetleri

Garip Bir Kız Çocuğu Doğuyor

Agatha Southeil 1488´de çocuğunu doğururken yaşamını yitirdi, doğurduğu mağarayı çınlatan çığlıkları birden durduğunda yanındaki birkaç Mağribi kadını son nefesini verirken yüzündeki gülümsemeyi ve mutluluğu gördüler, Prens gelip Agatha´yı ebediyen almıştı. Daha 18 yaşındaydı. Agatha orada bir yere gömüldü ve doğan kız çocuğu saklandı fakat çocuk normal değildi, başı orantısızdı, gözleri şaşı ama bakışları yakıcıydı yanakları içeri çökük, ağzı dişlerini gösteren bir delik gibiydi, azı dişleri dışarı fırlak ve fildişi rengindeydi, kolları ve bacakları sanki vücuduna öylesine takılmış gibi uyumsuzdu. Bu garip çocuk fazla saklanamadı, köyün dini heyeti ona bir vasi bulunmasına karar verdi. Sonunda iyi bir kadın, bebeği aldı ve ona Ursula adını verdi. Ursula garip bir çocuktu, günde birkaç saat uyuyor sonra uyanıp saatlerce sabit bakışlarla bakıyordu. Geceleri evin perdeleri uçuşuyor, kapılar vuruyor ve pencere kepenkleri gıcırdıyordu, evin dışında sürekli yaban kedilerinin sesleri geliyordu. Bir gün eve dönen kadın, bebeğin beşiğini boş buldu, mobilyalar kırılmış, şöminenin ateşleri saçılmıştı. Kadın korku içindeydi, olanları komşularına anlattı, çocuğun yaşamından endişeliydiler, herkes kötü cinlerin bebeği kaçırdıklarını söylüyordu ama Ursula bacanın içindeydi, oraya nasıl girdiğini kimse açıklayamadı. Zaman içinde Ursula benzer olaylar içinde büyüdü, o dönemlerde bu tür olaylar yaşamın bir parçasıydı ve yadırganmıyor, doğal karşılanıyordu. Yüzüne bakılmaz bir genç kız olduğunda iyice korku uyandırıyordu, yanından hiç ayrılmayan ve nereden geldiği bilinmeyen koca gözlü dev bir köpek yüzünden kimse ona yaklaşamıyordu. Yaşadığı evden geceleri nabız sesine benzer bir ses geliyordu, görünmeyen eller analığının elini yüzünü tırmalıyor, bazen sırtında buz gibi bir elin temasını hissediyordu. Kadının korkusuna Ursula gülüyor ve; "Niçin korkuyorsun, burada sana ve bana zarar verecek birşey yok." diyordu. Yaşı gelince analığı Ursula´yı okula yollayarak, okuma ve yazma öğrenmesini izledi. Öğretmen çocuğun öğrenme hızına ve hayal gücüne şaşmıştı, onun çirkinliği ile alay eden çocukların hiçbirisi intikamından kurtulamadı. Elbiseleri tutuştu, başlarına nereden geldiği belli olmayan taşlar yağdı, geceleri korkunç kabuslar gördüler. Ebeveynler öfkeliydiler, Ursula´nın kötü olduğunu söylüyorlardı ve sonunda Ursula´nın okuldan uzaklaştırılmasına neden oldular.

Shipton ana´nın kehanetleri



Ve şimdi sıra sözde, tuhaf ve uyaksız, Gelecek zamanda nelerin olacağına dair, Dünyanın altüst olduğu zaman geldiğinde, Ağacın altındaki yerde altın bulunacak, Tüm İngiltere´nin çocukları toprağı sürerken, Kitap onun elinde sık sık bulunacak, 

Med ve ceziri öğrenecek, Yoksul olan o, şimdi büyük bilgelik bilinecek, Büyük evler vadilere, uzaklara yayılmış, Üzeri kar ve dolu ile örtülürken,

Alevli yıl kısa zamanda gelirken, Barış önceden olacak, Her yerde bolluk olacak, Erkekler kılıçlarla toprağı sürecekler, Denizlerin kanlandığı zaman gelince, Büyük selle karıştırılacak.

Atsız arabalar gidecek, (Otomobil) Felaketlerden dünya çığlıkla dolacak, Londra´da, Çuhaçiçeği tepesi olacak, Merkezde bir din adamının bakışı, Dünyanın çevresinde insanların düşünceleri uçacak, (Telsiz, telefon) Göz açıp kapayıncaya kadar bunlar olacak, Ve sularda büyük harikalar olacak, Ne garip? Ve bütün bunlar gerçek olacak. (20. Yüzyıl) 


Tepelerin arasında gururlu adam gezecek, Ne bir at, ne bir eşek yanında olmayacak, İnsanlar suyun altında yürüyecek, (Su altı araçları) Gezecekler, uyuyacaklar, konuşacaklar, Ve insan havada görülecek, Beyazda ve siyahta ve hatta yeşilde, (Apollo uzay araçları) 

Bir büyük adam, gelecek ve gidecek, Kehanetin açıklanması için, Suda demir yüzecek, tahta kadar kolayca, (Gemiler) Altın derelerde ve taşlarda akacak, (Altına hücum) Henüz bilinmeyen topraklarda, (ABD)

Ve İngiltere bir yahudiyi kabul edecek, (Başbakan Disraeli) Bu garip bir düşünce ama gerçek, Yahudi bir zamanlar küçümsenirken, Hıristiyan olacak doğduğunda, Camların evi gelecek ve geçecek, İngiltere´de ama yazık çok yazık, Bu işleri bir savaş izleyecek, Orada Pagan ve Türk oturduğu zaman, 

Bu ülkeler şiddetli bir çekişmede kitlenecek, Birbirlerinin yaşamlarını almaya çalışacaklar, Böylece kuzey güneye bölünecek, Kartal, aslanın ağzında, Vergi ve kan ve de zalim bir savaş, Girecek her mütevazi kapıdan,

Bir maymun eksik yılda ortaya çıkacak, (AIDS olabilir...) Tüm kadınlar korku içinde olacaklar, Ve Adem´ler tartışacaklar, Ve Roma inancı kökleşecek, Ve İngiltere oradan oraya dönecek, 

Gök gürültüsü dünyayı sallayacak, Şimşekler ayrı ayrı gökleri yırtacak, Dünyayı su dolduracak ve ateş işini yapacak,

Hoş ve güneşli Fransa´da üç kez, Kan dansı oyununa öncü alacak, Halk özgür olmadan evvel, Üç zalim yöneticiyi o görecek, (Robespierre-Napolyon-Petain) Üç kez halkın kendisi yönetecek, (Fransa´da üç cumhuriyet) Üç kez halkın umutları yok olacak, Üç yönetici başarılıyken, Her baharda farklı hanedanlar, Şiddetli geçimsizlik olduğu zamanda, İngiltere ve Fransa bir olacaklar, (I. ve II. Dünya Savaşları)

Titanik kehaneti

Hiç kimse onun dünyanın en büyük kehanetlerinden birisini yaptığını bilmiyordu. Hatta kendisinin dahi haberi yoktu. Adı; Morgan Robertson´du, Amerikalıydı, 1861´de doğdu, gençken denizcilik yaptı, sonra ise bir elmas eksperi oldu ve New York´da kuyumculuk yaptı. Sonra Kipling´in bir öyküsünü okudu ve yazar olmaya karar verdi. İlk öyküsü 25 $´a satıldı, daha sonra yazdığı 10 öyküden ise 1000 $ kazandı. Yazmak ona artık kolay ve kazançlı geliyordu. 1897 yılının bir kış gecesinde 24.Caddedeki dairesinde yeni bir deniz öyküsü yazmayı planladı. Bu bir uzun öykü olacaktı.

Hayali “Titan Kazası”

Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı, asla batmayan bir gemi. Bir aşk teması üzerine kurulu olan öykünün kahramanları bu dev gemiye binip, İngiltere´den ABD´ye gidiyorlardı ve aşk hikayesi dünyanın en lüks gemisinde sürecekti. Ama öykünün hayali kahramanları beklenmedik bir sürprizle karşılaşacaklar ve bir deniz kazası batmaz denen gemiyi okyanusun dibine yollanacaktı. Robertson´un teması buydu, oturup yazmaya başladı ve öyküye iki isim verdi; "Futility"yani "Nafile" ve "Titan Kazası"... Evet, yanlış okumadınız; Titan... Şimdi beraberce Robertson´un romanından bİr bölümü; "Titan"ın batış sahnesini okuyalım.

"Gözcü haykırdı; ´buzdağı! Birinci subay, kaptana haber verdi ve derhal makine dairesine tornistan yani geri git emri verildi. Fakat dev gemi durmuyordu, hızını kesmesi için zaman lazımdı ve sisler arasında görünen buzdağı yaklaşıyordu. Aşağıdan ise orkestranın ve eğlenen insanların sesleri duyuluyordu. Sonra buzdağı gemiye ulaştı, bu arada gemi ters çalışan pervanelerin gayretiyle yan dönmüştü ama yetersizdi ve kaptanla yardımcılarının çaresiz bakışları arasında buzdağı Titan´ın sancak tarafına çarptı. Darbe hafifti hatta pek hissedilmedi, kaptan o anda ucuz atlattık diye düşünüyordu. Ama birkaç dakika sonra gemi birden yan yattı, buzdağı asıl yarayı su kesiminin altında açmıştı, yara öldürücüydü çünkü uğursuz buzdağı Titan´ın bordasını jilet gibi keserek, parçalamıştı."

Daha sonra Robertson öyküye; gemi hızla su aldığını. Alarm verildiğini, filikaların indirilerek, önce kadınlar ve çocuklar bindirildiğini, yardım çağrıları yapılırken, Avrupa´nın en ünlü ve zengin ailelerinin mensuplarnın birbirlerine ebediyen veda ederken, dev yolcu gemisi Titan’ın buzlu kutup sularına hızla gömüldüğünü anlatarak devam ediyordu.

İnanılmaz kehanet gerçekleşiyor...

Ve Robertson 1898 yılında öyküsünü küçük bir kitap olarak yayınladı. Kitap onu çok daha sonra ölümsüz yapacaktı, dünyanın en çarpıcı ve en dehşet verici kehanetini yazmıştı ama sonuç yayınladığı dönem için aynen kitabın adı gibiydi yani "Boşyere" Aradan 14 yıl geçti ve başka bir zamanda, başka bir gemi, asla batmaz denen dünyanın en lüks ve en büyük yolcu gemisi Titanik, İngiltere’nin Southampton limanından yeni dünyaya doğru denize açıldı. Sonra, 1912 yılında 14 Nisan´ı, 15 Nisan´a bağlayan gecede sisler arasından birden ortaya çıkan bir buzdağı batmaz denen Titanik’in katili olacaktı. Yukarda okuduğunuz Robertson´un romanındaki batış sahnesi aynen gerçekleşti. Sadece o kadar mı? Bakın Morgan Robertson Titanik´den 14 yıl önce yazdığı romanında daha neleri bilmişti;

Robertson´un romanındaki Titan adlı gemi Southampton limanından yola çıkıyordu ve 14 yıl sonra Titanik de aynı limandan yola çıktı.

Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece 4 metre fark vardı. Titan 248 metre, Titanik 252 metreydi.

İki geminin ağırlıkları da çok yakındı. Robertson romanında Titan´ı 70.000 ton ağırlığında yazmıştı; Gerçek Titanik ise 66.000 tondu.

Her iki geminin de üç pervanesi vardı ve her ikisi de 3000’er yolcu taşıyorlardı. Gerek romandaki hayali Titan´a gerekse de gerçek Titanik´e Avrupa´ nın sayılı zenginleri ve ünlü aileleri binmişlerdi.

Daha da ötesi var;

Robertson´un romanındaki dev Titan, New Foundland yakınında; Kuzey Atlantik´ de bir buzdağına çarparak battı ve işte inanılmaz ama gerçek; Talihsiz Titanik de 14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandaki benzeri gibi bir buzdağına çarparak okyanusa gömüldü.

Ve her iki gemide de; yeterince cankurtan filikası yoktu; Robertson romanındaki gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik´de ise 22 filika vardı ve bu yüzden can kaybı büyük oldu.

Sonra...Gerçek kazanın sonucunda 1513 yolcu boğularak öldü ve kayboldu. Aynen 14 yıl önceki romanda yazıldığı gibi... Robertson´un romanındaki Titan´da ise 1500 kişi ölüyordu. Her iki gemi de 3000 kişilikti ve Titanik´e 2224 kişi binmişti.

Aynı asla batmaz denen gemi,

Aynı yerden aynı yere yolculuk,

Aynı tarihte, aynı yerde kaza,

Aynı buzdağı ve aynı tür batış,

Aynı yolcu ve ölü sayısı,

Hatta iki gemi de batarken orkestranın ilahi çalmasına kadar

Edgar Cayce uyuyan kâhin

Birçok ünlü ve başarılı kahin, kehanetlerini uykularında rüya kanalıyla ya da derin bir konsantrasyonla sağladıkları trans durumlarında söylemişlerdir. Her ikisinin de ortak özelliği, bir gevşeme halinin oluşmasına imkan vermesiydi. Özel şartlarla yerine getirilen konsantrasyon ve trans hali belki de uykuda iken kendiliğinden sağlanıyordu... Nitekim yapılan günümüz Parapsikoloji araştırmaları bu görüşü desteklemektedir.

Trans haline geçerek kehanetlerini söyleyebilenlerden biri de, dünyaca tanınmış kahin Edgar Cayce'dir. Kendisinin günümüze dek gerçekleşmiş ve gerçekleşmeyi bekleyen çok sayıda kehaneti bulunmaktadır. Kehanetlerini uykuya benzer bir trans hali içinde söylediği için, kendisine "uyuyan kahin" lakabı verilmiştir.
Edgar Cayce Trans halindeyken geçmiş ve gelecekle ilgili bütün soruları rahatlıkla yanıtlıyor; geçmişten ve gelecekten haberler verebiliyordu. Uyandığı zaman bunların hiç birini hatırlayamaması da konuyu daha ilginç bir hale getiriyordu. Bu da, onun gerçek anlamda bir transa girdiğinin en büyük göstergesiydi...

Edgar Cayce 1901-1945 yılları arasında transa girerek çok sayıda kehanetlerde bulundu. Bunları toplayıp arşivleyen ARE Derneği (Association for Research and Englightenment, Virginia Beach) kayıtlarında tuttuğu Edgar Cayce'nin çok sayıdaki kehanetiyle ilgili çalışmalarına günümüzde hala devam etmektedir.

I. Dünya Savaşı bittiğinde Edgar Cayce şöyle diyordu: "Eğer Ver Say Konferansı başarılı geçerse, dünya barış dolu bir bin yıl geçirecektir. Eğer başarısız olursa; insanlık 1940 yılında ikinci ve çok daha dehşetli bir savaşa sürüklenecektir."
Gerçekleşen Kehanetlerinden Birkaçı

Wall Street'in iflasını ve Ekonomik bunalımı, Hindistan'ın bağımsızlığını kazanmasını, Hitler'in düşüşünü, Sovyetler Birliği'nin güçleneceğini, Amerikan Başkanları'ndan Kennedy'nin görevi sırasında öldürüleceğini, Lazer ışınlarının kullanılacağını, Bimini yakınlarında tarih öncesi devirlerle ilgili (Atlantis) kalıntıların bulunacağını çok önceden söylemiştir.

Gerçekleşen ve gerçekleşmeyi bekleyen kehanetleri arasında yeryüzündeki depremlerle ilgili açıklamaları da bulunmaktadır.

Japonya'nın büyük bir bölümünün suya gömülmesi, San Francisco ve Los Angeles şehirlerinin depremler sonucu tamamen yerle bir olacağı, daha sonra New York'un yıkılacağı, Atlantik Okyanusu'nda kıtaların yer değiştirmesi ve jeolojik diğer değişimlerle birlikte Batık Ülke Atlantis'in yeniden suların üstüne çıkacağı ve böylelikle tarihin geçmiş dönemlerindeki birçok gizemin aydınlanacağı; gerçekleşmesi beklenen ciltler dolusu kehanetlerinden yine sadece birkaç tanesidir.

Atlantis henüz suların üstüne çıkmadı ama suların altında olduğu ve aynen Edgar Cayce'nin söylemiş olduğu yerde bulunduğu geçtiğimiz yıllarda ispat edildi. Edgar Cayce 1940 yılında yine bir trans halindeyken: "Poseidia Atlantis'in yükselecek ilk kısımlarında yer alacaktır" diyordu. 1933 yılında ise, Atlantis'in yeniden keşfedileceğini söylerken, Poseida'nın Florida açıklarında Bimini'nin yakınlarında olduğunu ileri sürüyordu. Yıllar sonra Edgar Cayce'nin yine yanılmadığı ortaya çıktı. Bimini bölgesinde araştırmalar yapan Dr. J. Manşon, Jack Mayol ve Harold Climo 1968 yılında Okyanus'un altında yer alan; taşlardan yapılmış yollar, büyük bir duvar ve yapılar keşfettiler. Bimini Duvarı olarak dünyaya duyurulan bu haber yine Edgar Cayce'nin hatırlanmasına sebebiyet vermişti...

Edgar Cayce bu yüzyılın sonuna doğru insanlığın aydınlanacağını ve büyük bir spiritüel uyanışa kavuşacağını da ileri sürmüş, eşine çok ender rastlanan kahinlerden biridir.

SHİPTON ANA kahanetleri



18 yaşındaki Agatha southeil 1488 çoçuğunu doğururken yaşamını yitirdi.Agatha öldügü yerde gömüldü.Ve dogan kız çoçugu ise saklandı. Çünkü çoçuk normal değildi,başı orantısızdı,gözleri şaşı ama bakışları yakıcıydı ,yanakları içe çökük,ağzı dişlerini gösteren bir delik gibiydi.Kolları bacakları sanki vucuduna oylesıne takılmıs gıbı uyumsuzdu.
Bu çoçuk fazla saklanamadı.Köyün ileri gelen din heyeti bir vasi bulunmasını taleb etti.Nitekim yaşlı iyilik sever bir kadın bakımını üstlendi.Adına ursula denİldİ.Ursula garip bir çoçuktu günde 1_2 saat uyuyor sonra uyanıyo,...Gözleri hep sabit bir noktaya bakıyordu.Geceleri evin perdeleri uçuşuyor,kapıları vuruyor,pencere kepenkleri gıcırdıyordu.Evin dışında sürekli yaban kedilerinin sesleri geliyordu.Bir gün eve dönen kadın bebeğin beşiğini boş buldu.Mobilyalar kırılmış,şöminenin ateşleri saçılmıştı.Kadın korku içinde olanları komşularına anlatır.Komşular çoçugun cinler tarafından kaçırıldıgını iddia eder.Ama çoçuk en sonunda bacanın içinde bulunur.Bu olaya kimse bir yorum getiremez.Ursula zaman içinde bu tür olaylarla büyür.Yaşı gelince analığı ursula yı okula yollayarak okuma yazma ögrenmesini ister.Ursula hayal gücü ve zekasıyla kısa zamanda tüm hocalarının göz bebeği olmuştur.Fakat ögrençiler arasında bir ucubedir hala.Ursulada kendisine yapılanlar karşısında intikam yolunu secer.Ansızın ögrençilerin elbiseleri yanmaya başlar, öğrençiler geceleri kabuslarla korkarak uyanmaya ağlamaya başlarlar.Nerden geldigi belli olmayan taşlar yağar ursulayla kavgalı olanların başlarına.Nitekim konu aileler arasında tartışılmaya başlanır.Okuldan uzaklaştırılmasına neden oldular.

Kehanetleri
Ağaç altındaki yerde altın bulunacak.Tüm ingilterenin çoçukları toprağı sürerken,kitap onun elinde onun sık sık bulunacak.
Med ceziri ögrenecek.Yoksul olan o,şimdi büyük bilgelik bilinecek.Büyük evler vadilere,uzaklara yayılmış üzeri kar ve doluyla örtülüyken,alevli yıl kısa zamanda gelirken,barış önceden olacak.Her yerde bolluk olacak.Erkekler kılınçlarla tarlaları sürecekler.Denizlerin kanlandığı zaman gelince,büyük selle karıştırılacak.Atsız arabalar gidecek(otomobil)Felaketlerden dünya çıglık çıglıkla dolacak,Londra da çulhaçiçegi tepesi olacak,Merkezde bir din adamının bakışı.Dünyanın cevresinde insanların düşünceleri uçaçak.(telsiz telefon)Göz açıp kapayıncaya kadar bunlar olacak.Ve sularda büyük harikalar olacak.Ve bütün bunlar gerçek olacak.(20 yy)
Tepelerin arasında gururlu adam gezecek.Ne bir at nede bir eşşek yanında olmayacak.İnsanlar suyun altında yürüyecek.Beyazda ve siyahta hatta yeşilde(Apollo uzay araçları)
Bir büyük adam gelecek ve gidecek.Kehanetlerin açıklanması için,suda demir yüzecek,tahta kadar kolayca.(Gemiler)Altın derelerde ve taşlarda akacak(Altına hücüm)Henüz bilinmeyen topraklarda(ABD)
Ve ingiltere bir yahudiyi kabul edecek(Başbakan Disraeli)Bu garip bir düşünce ama gerçek yahudi bir zamanlar küçümsenirken,hıristiyan olaçak doğduğunda.Camların evi gelecek ve geçecek.İngilterede ama yazık çok yazık bu işleri bir savaş izleyecek.Orada pagan ve Türk oturduğu zaman,Bu ülkeler şiddetli bir çekişmede kitlenecek.Birbirlerinin yaşamlarını almaya çalışacaklar.Böylece kuzey güneye bölünecek,kartal aslanın ağzında.Vergi ve kan vede zalim bir şavaş.Girecek her mutevazi kapıdan.
Bir maymun bir eksik yılda ortaya cıkacak(AIDS)Tüm kadınlar korku içinde olacaklar ve ademler tartışacaklar ve roma inançı kökleşecek.Ve ingiltere oradan oraya dönecek.
Gök gürültüsü dünyayı sallayacak,şimşekler ayrı ayrı gökleri yırtacaklar.Dünyayı su dolduracak ateş işini yapacak.
Fransa üç kez kan dansı oyununa önçü olacak.Halk özgür olmadan önce.
3 zalim yöneticiyi o görecek(Robespierre_Napolyon_Pentain)
Üç kez halkın kendisi yönetecek(Fransada üç cumhuriyet)Şiddetli geçimsizlik oldugu zamanda ingiltere ve fransa bir olacaklar(1ve2 dünya savaşları)

Alıntıdır kehanetler ve gizemler